Tiyatro yapma!!!
Bugün “Dünya Tiyatrolar Günü”nü kutlamak isterdik elbet. Lakin Muhsin Ertuğrul Sahnesi çalınmış, Karaca Tiyatro kaderine terk edilmiş, AKM gözleri oyulmuş bir vaziyettenken, nasıl olur da yaşam sevinci veren o oynama coşkusundan gönlümüzce söz edeceğiz.
AYKIRI AKADEMİ
Birini sahte olmakla, yalan söylemekle ilgili aşağılamaya kalkanların aklına gelen ilk cümle “tiyatro yapma” oluyorsa, o ülkede yaşamak hakikaten güçtür. Neresini düzeltsek bu cümlenin… Ey yarım akıllı kardeşim, sandığının tersine sürdüğün yaşam sahte, tiyatro apaydınlık ve gerçektir! Ötesini söylemek de gevezeliktir kuşkusuz…
Sahnede kendine bakma cesaretin yoktur senin, evine kurduğun ve seni sürekli koskoca, görkemli, güzel bir tanrı olarak gösteren aynana benzemez tiyatro sahnesi. Oraya yalan bulaşırsa eğer zaten başarısız bir oyundan söz ediyoruz demektir. Sen ucuz rol kesmelerle, tiyatroyu karıştırıyorsun. Sen saray soytarılarının ucuz gösterileriyle Çehov’u, Sheakspeare’i, Haldun Taner’i, Ferhan Şensoy’u karıştırıyorsun.
Bugün “Dünya Tiyatrolar Günü”nü kutlamak isterdik elbet. Lakin Muhsin Ertuğrul Sahnesi çalınmış, Karaca Tiyatro kaderine terk edilmiş, AKM gözleri oyulmuş bir vaziyettenken, nasıl olur da yaşam sevinci veren o oynama coşkusundan gönlümüzce söz edeceğiz. Tiyatrocular çok saray gördü, sultan eskitti, diktatörlerle boğuştu, zalimlerin elinden kurtuldu. Elbet bu günler de geçecek. Ama bil ki güzel kardeşim, her gün senin hakikatini göstermek için kurulur tiyatro sahnesi ve sen gidip görmesen de, bir yerde yaşamın o ince terazisini dengeler…
Sahnelere kilit vursanız, yasaklarla yaşamı daraltıp, halkın ayağını prangaya bağlasanız bile meydanlar oyuncularındır ve tiyatro insanlık kadar eski tarihiyle ölümlerden yeniden doğar…
Buruk da olsa kutlu olsun!
