Menu

‘Küçük ya da büyük ol, gel Haribo’da işçi ol!”

Alman Şekerleme Devi Haribo, ‘taşeron’ üçüncü dünya ülkelerinde çocuk işçilerden faydalanmayı sürdüren; olay kamuoyunda duyulunca da “çocuk işçi mi çalıştırıyorum?” diyerek kendini denetletmek(!) zorunda kalan uluslararası kapitalist aktörlerden sadece biri... Ne ilki, ne de sonuncusu!


AYKIRI AKADEMİ

Alman şekerleme üreticisi Haribo, çocukların da dahil olduğu Brezilyalı işçileri plantasyonlarda insanlık dışı koşullarda çalıştırdığı gerekçesiyle soruşturma başlattığını duyurdu.

Alman televizyonu ARD, Ekim ayı ortasında yayınladığı belgeselde, Brezilya'da bulunan karnauba mumu (Brezilya hurmasından elde edilen ve şekerlemelerde kullanılan jel madde) alanlarında çalışan ve içlerinde çocukların da bulunduğu işçilerin, yüksek sıcaklıklar altında sıkıntı çektiğini ve genellikle su içmelerine dahi izin verilmeksizin güneş altında çalışmaya zorlandıklarını ortaya çıkarmıştı.

Haribo şekerlemelerinde bir kaplama maddesi olarak karnauba mumu kullanıyor.

Haribo, üretimin tüm aşamalarında, taşeronları da dahil olmak şartıyla, çocuk işçi kullanılmadığından ve başka ihlaller meydana gelip gelmediğinden emin olmak için gerekli denetimleri yapıyor olmalıydı. Ve elbette, çocuk işçi çalıştıran taşeronlar ile çalışıyor olmak suçtur. Peki Haribo bunu bilmiyor muydu?

 

Uluslararası Şirketler Çocuk İşçi Çalıştırıyor

Küresel markalar ‘çocuk işçiliği konusunda sıfır tolerans politikaları’ olduğunu söylese de tedarikçiler denetlenmediği için, bu sözlerin gerçek hayatta maalesef bir karşılığı yok.

Neredeyse tüm küresel çaplı şirketler, hammadde tedarikini yerel işletmelerce oluşturulan ekipler aracılığıyla yürütüyor. Uluslararası Af Örgütü'nün Ticaret ve İnsan Hakları Araştırmacısı Mark Dummett’a göre bunun çözümü, bu şirketlere denetim şeffaflığı ve kaynaklarını açıklama zorunluluğu getiren yasalar çıkarmak. Bu yasalar olmazsa, şirketler insan hakları ihlalleriyle ilgili yasa boşluklarından yararlanmaya devam edecek.

“Milyonlarca insan yeni teknolojilerin getirilerinden yararlanırken, nadiren bunların nasıl üretildiğini sorguluyor"
Mark Dummett, Uluslararası Af Örgütü


Uluslararası Af Örgütü, geçtiğimiz yıl, Apple, Samsung, Sony ve bazı diğer şirketleri, madenlerde çocuk işçi çalıştıran tedarikçilerle işbirliği yapmakla suçlamış; Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki madenlerde çalışan çocukların tehlikeli koşullarda kobalt çıkardığını açıklamıştı. Apple  suçlamalara karşılık olarak çocuk işçilik konusunu etkin bir şekilde takip ettiğini, kendi tedarikçilerinde çocuk emeğine hoşgörü gösterilmediğini, denetimlerin çok sıkı olduğunu söylemişti.  Elektronik aletler için üretilen lityum-iyon pillerde kobalt kullanılıyor. Dünyada çıkartılan kobaltın en az yarısını üreten ülke de Demokratik Kongo Cumhuriyeti...

Tüm diğer küresel çaplı şirketlerde olduğu gibi Nestle de hammadde tedarikini alt işverenler aracılığı ile yapıyor. Çikolata üretiminin hammaddesi olan kakaonun çok büyük  bir kısmı Brezilya, Kamerun, Nijerya ve Fildişi Sahilleri’ndeki çiftliklerden sağlanıyor. Buradaki kakao üretiminin çok büyük bir kısmı ise, çocuk kaçakçıları tarafından kandırılarak kaçırılan 7 ile 12 yaş aralığındaki çocuklar tarafından yapılıyor.



Peki Nestle bu konuda ne yaptı? Artan baskıların da etkisiyle konuyla ilgili olarak FLA’ya (Adil İşgücü Derneği) gerekli denetimleri yapması için yetki vermek zorunda kaldı. Yapılan denetimler neticesinde üretim zincirinin haritası ortaya kondu ve sonraki dönem için Nestle’nin tüm bu zincirden sorumlu tutulması kararlaştırıldı.

Şimdi Haribo da benzer bir süreci başlatacağını duyuruyor.

Küreselleşen Dünya’da Çocuk İşçiliği Sorunu (1)

Uluslararası Çalışma Örgütü 21. yüzyılda ele alınması gereken en önemli sorunlardan birinin ‘çocuk İşçiliği’ olduğunu belirtiyor.

Çocukların iş gücü olarak emek piyasasında kullanılması sanayi devrimi öncesinde başlamış, ama günümüzde yeni ekonomik dünya düzeni ile beraber sorun dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır. Özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde günden güne sayıları artan çocuk işçiler, ‘insanlık dışı şartlarla’ emek  piyasasında istihdam edilmektedir.

‘Çocuk’ işçilerin, emek piyasasında var olmaları demek; çocuk olarak esasen yapmaları gereken bir çok şeyden mahrum kalmaları anlamına gelmektedir: Her şeyden önce bir eğitim hayatları olmamakta, çalışmış oldukları iş kollarına göre geri dönülmesi zor sağlık problemleri yaşamakta, ailelerin ve dolayısıyla toplumun çocuklara atfettikleri değer algısı sebebiyle bir çok yönden sömürü ve istismara maruz kalmakta ve psikolojik travmalar yaşamaktadırlar.

Çok uluslu, küresel çapta popüleritesi olan ‘marka’laşmış şirketler Çin, Endonezya, Fildişi Sahilleri gibi ülkelerde ucuz iş gücü sağlamak amacıyla, alt işverenler (taşeron) kullanarak çocuk iş gücünden faydalanmaktadır.

 


ILO’nun son araştırmasına göre dünyada 152 milyon çocuk işçi var!

 

Türkiye’de Çalışma yaşamında 2 milyona yakın çocuk...

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK’e) bağlı Genel-İş Sendikası’nın, “Türkiye’de Çocuk İşçi Olmak” raporuna göre;

 

 

 


KAYNAK/ALINTI:

Küresel Markalar ve Çocuk İşçiliği, Selcen Elçi, www.academia.edu (1)
soL Portal, "Haribo şekerlerin ardındaki dünya: Brezilyalı çocuk işçiler..."
BirGün, "40 milyon ‘modern köle’ 152 milyon çocuk işçi var"/Dünya Çalışma Örgütü 2017 Raporu
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın, “Türkiye’de Çocuk İşçi Olmak” raporu

 

 

 


Herkes bilsin