Menu

Şiddet içindeki akıl hastası oyunlar

Tuğçe Madayanti Dizici

Hepimiz biliyoruz ki oyun dünyası çok ciddi paraların döndüğü ve şiddet üzerinden ilerleyen bir pazar... İnsan şiddeti kadar hayvan şiddeti de bu oyunların içinde yer etmiş durumda artık.
 

İşe giderken taksiye biniyorsun şoför yolu beğenmiyor bir tartışma, işe varıyorsun mobbing başlıyor, eve dönerken metrobüse biniyorsun yolcu kavgaları, sosyal medyaya giriyorsun lastiğe bağlanan köpeğin yakılmasını görüyorsun, eve geliyorsun film izleyeceksin çoğu şiddet içeriyor, tv programları dolanıyorsun küfür kavga kıyamet, bir oyun oynayayım diyorsun rahatlamak için. Maalesef namümkün. Hatta bu oyunlar tüm şiddetin ve akıl tutulmalarının sadece simülasyona sıkıştırılmış dünyası. Dünyada 1.2 milyar kişi bu oyunları oynamakta  ve şiddeti dolaylı veya doğrudan bir şekilde bu oyunlardan almakta.

Hunting Jungle Animals, Deer Hunter gibi adeta sniper yetiştiren avcılık oyunları, vahşetin artık sınırları aştığı Manhunt, işkence temalı Chiller oyunu gibi yüzlerce tartışmalı ve zararlı oyun var rahatlıkla herkesin oynayabildiği. Mesela en meşhurlarından olan ve araba çalınarak sivillerin ölesiye dövüldüğü Grand Theft Auto’da yapılan her hamle suça teşvik, ama bu bir oyun! Hepimiz biliyoruz ki oyun dünyası çok ciddi paraların döndüğü ve şiddet üzerinden ilerleyen bir pazar. Hiç kimsenin henüz bu pazarla ciddi hukuki bir sorunu olmadı. Bakalım zaman ne gösterecek.
 


Bir oyun vardı, ismi That Cow Game, bu oyun bir mezbahada geçiyordu ama bu defa ayaklarından asılı olanlar hayvanlar değil insanlardı. Ve oyuncuyu canlandıran da bu insanları parçalara ayıracak olan hayvanlardı. Birkaç sene önce oyunlar arasında etik bir tartışma başlamasına sebep olan bu oyunun yaratıcısı Yeni Zelandalı Alexey Botkov kurduğu dünyayı şöyle anlatmıştı: “Arkadaşlarımla et üretimi ve insanın hayvan ilişkisi üzerine sohbet derken bu fikir aklıma geldi. Binlerce oyun türü var ve bunların çoğunda bir insanı kontrol ediyorsunuz. Benim amacım oyuncuya, alışıldık bir sahne yerine düşünebileceği bir ortam yaratmaktı.” Bu oyunu hatırlayınca benim de aklıma takıldı ve milyonlarca insanın oynadığı ünlü bilgisayar oyunlarını vejetaryen/vegan bireyler nasıl oynuyorlar anlamaya çalıştım. Yerli, yabancı forumlarda dolandım ve tüm bu karışık durumu anlamak için bu hafta birkaç meşhur oyunu oynamaya başladım. Nitekim insan şiddeti kadar hayvan şiddeti de bu oyunların içinde yer etmiş durumdaydı artık.
 



Son zamanlarda en çok oynanan oyunların başında çiftçilik oyunu dedikleri oyun türü geliyor. Bu tür içinde çok revaçta olan Hay Day isimli bir çiftlik oyununu açtım. Çocukların da ücretsiz bir şekilde rahatlıkla oynayabildiği bir oyun bu. Son derece renkli ve sevimli başlayan bu oyunun illüstrasyonları da bir harikaydı, mutlu tavuklar, neşeli inekler oyunun ilk seviyelerde sorunsuz bir şekilde dolanıyor, besleniyor, yumurta ve süt veriyorlardı. Ancak onuncu seviyeden sonra domuz besleme hakkı veren oyun hemen ardından domuzdan pastırma (bacon) üretmeye yönlendirdi. Böylesine kimsenin zarar görmediği, acı çekmediği bir dünya kurduktan sonra oyuncudan bunu talep etmek can sıkıcı bir şeydi. Ama bundan daha da vahim bir manzara vardı ortada. Oyun domuzdan pastırma üretebilmemiz için sevimli mutlu bir şekilde zıplayan domuzları bir banyoya sokuyor ve orada güya buhar yoluyla onlardan pastırma elde ediliyordu. Aklımızı mı yitiriyoruz? Neler oluyor? Bu nasıl bir gerçeği öteleme halidir. Bir gerçek bu derece şizofren bir edayla inkar edilebilir mi? Pastırmanın domuzun ölümü ile elde edilen bir ürün olduğunu yetişkinler kadar çocuklar da bilmiyorlar mı?
 


Aranızda bunca dert var, insanlar ölüyor neyden bahsediyorsun sen diyenler olabilir. Benim bundan bahsediyor olmam makro ölçekte bir şey ifade etmeyebilir ama insanlığın geldiği bu garip ikiyüzlü hal en çok mikro örneklerle anlaşılıyor. İnternette oyun forumlarında dolaşınca ve blogları okuyunca insanların özellikle de gençlerin bu mevzuları çok yönlü olarak tartıştıkları gözüküyor. Ve kimse de işin içinden çıkamıyor. En çok odaklanılan sorular ‘Ben vejetaryenim ama oyun oynarken hayvanları öldürüyorum çünkü bu sadece bir oyun’ denilebilir mi? Bir vejetaryen/vegan bilgisayar oyunu oynarken de vejetaryen/vegan olabilir mi? Mesela beslenmek için hayvan öldürmen gereken Minecraft isimli oyunu oynarken, bu nasıl olsa pixel, denilebilir mi? Bu konu hakkında aynı zamanda din vesilesi ile de tartışma sürüyor, forumlarda Müslümanların domuz eti ile ilgili düşünceleri veya Hinduların ineklerle ilgili sıklıkla dile getirdikleri sıkıntılar karşısında birbirlerine alternatif yollar tavsiye ettikleri gözüküyor. Açıkçası ben bile işin içinden çıkamadım, yaşadığımız dünya o kadar ayrışmış ve insanların kafaları o kadar karışmış durumda ki herkesi memnun edebilecek bir simülasyon oyunu kurgulamak pek bir zor.

Benim takıldığım ana nokta ise sevimli çiftliklerin kurulduğu bu oyunların oyuncularından özellikle de çocuklardan, besledikleri hayvanlardan et üretmelerini istemeleri ve bunu isterken de gerçeği bir akıl hastalığı hali ile gizlemeleri. Bu oyunlarda ya et üretilmesin, üretilecekse de bunun hayvanı öldürerek yapıldığı saklanmasın. Size kötü niyetli görevler veren oyunlardan çocuklarınızı uzak tutun ve onlara hayvanların buhar banyosu yaparak insanlara et sağladığı şizofrenik açıklamalardan sakının. Bırakın gerçekleri öğrendikten sonra kendi tercihlerini kendileri yapsınlar.

 

 

 

 

 


Herkes bilsin